Ashes and Diamonds / Küller ve Elmaslar Replikleri

14:30 Aklı başında gezen aptal 0 Comments


– Gördün mü?
+ Neyi?
– Varşova kızları gibi. İnsan ayrılmak istemiyor.
+ Kal o zaman.
– Senin için söylemesi kolay.
+ Bildiğim kadarıyla seni bekleyen kimse yok.
– Bu yüzden. Bekleyen yoksa kalmanın bir anlamı yok.
+ Anlamadım.
– Ben de.


– Ölmek kolay iş.
+ Nasıl öldüğüne bağlı.
– Bu, en iyi yaptığımız şey.
+ O kadar mı?


Her şeyi bu kadar ciddiye alman gerekmez. Önemli olan, oyuna getirilmeden ya da öldürülmeden bu karmaşanın içinde ilerleyebilmek.


Yıllar geçse de, yaşımız ilerlese de,
Kalacak mazideki o günlerin izleri..


Pislikler suyun üstünde yüzer hep.


– Geleceğime emin miydin?
+ Evet.
– Geleceğime emin miydin? Cevabı basit. Sana asla aşık olmazdım.
+ Ne? Aşık olmak istemiyor musun?
– Sana mı?
+ Genel olarak.
– Olmamayı yeğlerim.
+ Bu bir yaşam kuralı mı?
– Hayatı niçin karmaşık hale getireyim?
+ Hayat, kendiliğinden karmaşıktır.
– O halde, niçin daha da karmaşık olsun?


– Annen sağ mı?
+ Hayır. Ayaklanma sırasında öldü.
– Başka yakının var mı?
+ Şükürler olsun ki, yok.
– Şükür mü?
+ Kaybedecek daha az insan.


Ne düşündüm biliyor musun? Daha birkaç saat önce tanıştık ama bana, sanki birbirimizi daha uzun süredir tanıyormuşuz gibi geliyor.


– Niçin hep şu koyu gözlüğü takıyorsun?
+ Ülkeme olan karşılıksız aşkımın hatırası. Bir anlamı yok aslında. Ayaklanma sırasında kanalizasyonda uzun süre kaldım. O yüzden.


– Hayır.
+ Neden?
– İstemiyorum. Bir anlamı yok.
+ Niçin?
– Anlamıyor musun? Buradan gideceksin. Vedalaşmak, ya da her şey bittiğinde geride bırakacak hatıralar olsun istemiyorum.
+ Güzel hatıralar bile mi?
– Sadece hatıra olarak kalacaklarsa hayır. Sen kendi hayatını yaşıyorsun ben de kendiminkini. Şans eseri bir araya geldik ve bu güzeldi.


– (Yıkık bir kilisede zor okunan) Bir yazıt:
Bir meşale gibi yanarken sen, sarar etrafını kızgın alevler.
Anlayamazsın, özgülük mü veya değer verdiğin her şeyi tüken..
bir ölüm mü getirir bu alevler.
Boşluğa savrulan küller ve kargaşa mı kalacak geriye sadece…?”
Harfler silinmiş, okuyamıyorum.
+ Norwid’in şiiri. “Yoksa, duracak mı o küllerin arasında
sonsuz zaferin doğuşu gibi parlayan yıldıza benzer bir elmas.”
– Çok güzel… “Yoksa, duracak mı o küllerin arasında yıldıza benzer bir elmas…”
Peki biz neyiz?
+ Sen… şüphesiz, bir elmassın.


Bazı şeyleri değiştirmek ve hayatımı yeniden düzenlemek istiyorum. Bunun hakkında konuşmak gerçekten zor.


– Tanrım, şu an bildiklerimi dün bilmiş olsaydım…
+ O zaman, büyük ihtimalle şu an seninle olmazdım.


Hayat oyun kağıtlarından yapılmış bir ev gibidir.


– Ayaklanma sırasında ne yaptın?
+ Ateş ettim… Almanlara.
– Ama şimdi, Polonyalılara ateş ediyorsun.
+ Siz de serçelere ateş ediyorsunuz.

0 yorum: